DOLAR

30,1045$% -0.01

EURO

32,7584% -0.03

STERLİN

38,0444£% 0

GRAM ALTIN

1.962,95%-1,24

ÇEYREK ALTIN

3.323,00%-0,32

BİTCOİN

1302035฿%1.00412

İmsak Vakti a 02:00
Diyarbakır HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Filistin’de İnsanlık Ölüyor !

Filistin’de İnsanlık Ölüyor !
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Filistin topraklarında Kudüs, Mescid-i Aksa, Kubbet’üs-Sahra yer alır. Hz.Yakup, Hz.Yusuf, Hz.İshak peygamberlerin kabirleri bulunur. Peygamberimiz Mi’rac mucizesi’ nde Mescid-i Aksaya gidip namaz kılmış oradan göğe yükselmiştir.  İslam âlemi için çok kıymetli, maneviyatı olan bir beldedir. 1.Dünya savaşı’ ndaki tartışmalı konulardan biri olarak üstü geçiştirilen Filistin Cephesi’ nde 1917’ de Osmanlı imparatorluğu İngilizlere karşı başarılı olamayınca Filistin’ i kaybediyoruz. Yahudi köylerinin Osmanlı’da yıllarca rahat yaşamalarına rağmen İngilizlere ajanlık yaptıkları anlatılır. İngilizler, Filistin’ in işgaliyle birlikte Balfour Deklarasyonu’ nu yayınlayarak dünyadaki yahudileri Filistin topraklarına çağırırlar.  İngilizler, Filistin halkına ağır toprak vergileri veriyor, bu ağır vergileri veremeyenlerin ellerinden evlerini, topraklarını zorla, onları öldürerek alıp yahudilere veriyorlar. Utanmadan israil “Filistinliler toprak sattı” yalanıyla bugün bilgi kirliliği oluşturur. Filistinliler hala evlerinin anahtarlarını saklarlar, bir gün evlerini geri alacakları hayaliyle. Ortadoğu’ da yahudi devleti oluşturma gayesi güden İngilizler ve siyonitler , Avrupa’ daki yahudilerin düzenlerini bozup taşınmak istememeleri nedeniyle 2.Dünya savaşında Hitler’ in eliyle Almanya’ daki yahudileri Filistin’e göçe zorlamışlardır.  Birleşmiş Milletler kurulduktan hemen sonra aldıkları ilk karar israili kurmaktır, kısa bir süre sonra da 1948 de israil kuruluyor.

(M)edeni batının ve ABD’ nin desteğini arkasına alarak yaklaşık 75 yıldır o günden bugüne İsrail, Filistin’e zulmünü arttırarak devam ettirmiştir. Bebeler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar öldürülmekte, hastaneler, okullar, pazar yerleri bombalanmaktadır.  israil Filistin’ le savaş değil, soykırım yapmakta, savaş ve insanlık suçu işlemekte. Bugünkü saldırılarına Hamas’ ın 7 Ekim’ deki saldırısını gerekçe gösterenler olağan koşullarda açık hava hapishaneleri hükmündeki Gazze ve Batı Şeria’ daki zulüm ve cinayetleri görmezden geliyorlar. Dünya seyretmeye devam ediyor, katliamı… soykırımı… açlığı…

 

Dünya halkları, yüreğinde insanlık değerlerini kaybetmemiş her milletten, herkes israilin soykırımına tepki göstermektedir. Ülke olarak israile savaşsız birçok yaptırım yapılabilecek durumlar mevcuttur. Yeniden Refah Partisi’ nin meclise sunduğu yaptırım teklifleri İncirlik Hava Üssü’nün kapatılması (burası Avrupa taktik nükleer silahlar bulunduran 6 Nato üssünden biridir), Malatya füze radar sisteminin kapatılması (burası da israile İran’dan gelebilecek füzelere karşı kurulmuş demirkubbe radar sistemleriyle entegre bir radar sistemidir). 57 Müslüman ülkenin petrol, doğalgaz, su kaynaklarının vanalarının kapatılması ve bu yaptırım gücüyle siyonitler ekonomik çöküş yaşayacak, israil hadsizliğini bitirecek.

 

Bu bir yürek yangını, dualarımız Filistin’ deki masum ve mazlumlar için. Birey olarak elimizden gelen, israile ekonomik darbe vurmaksa bu ancak israil ürünlerini ömür boyu boykot etmekle mümkün olacak. Şahsen karınca misali, israil başbakanı ve kabinesini Filistin halkına yaptığı soykırım ve insanlık suçundan dolayı somut adım atabilmek adına Adalet Bakanlığı vasıtasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikâyette bulundum. Bu konuda sadece %1’ lik Müslüman nüfusa sahip Güney Afrika Cumhuriyeti’ nin başvurusunun olması ise maalesef dünya Müslümanları için acınacak bir başka durum.

 

Filistin’den bize ne, diyenlere, rahmetli Metin Balkanlıoğlu gibi ben de “müşriksen sana ne! İnsan değilsen sana ne! diyorum…

Devamını Oku

Yüzyılın Seçimi!

Yüzyılın Seçimi!
2

BEĞENDİM

ABONE OL

“Hakkettiğiniz gibi yönetilirsiniz ,nasıl yaşarsanız öyle idare olursunuz” der hadisi şerif. Oy vereceğimiz partinin tüzüğü, bugüne kadar yaptıkları, referansımız olmalıdır. Geçmişte partilerin neler yaptığına ulaşmak  60, 80, 90’ları bilmeyenler için internet sayesinde çok kolay. Kitap okumayı ,büyüklerle konuşmayı bilen gençler her şeyin farkında olsa gerek.

Diğer yaş grupları ne yaşadığını zaten bilir, bu ülkede yaşadıkları aklı dumura uğramamışsa ona öngörü feraset katmıştır. Geçmişini bilen geleceğine yön verir. Manipülasyona gelmez kimse onları kandıramaz.

Birinin şuna oy verin sözüne oyunu kullanmaz. Kendi akıl süzgecinden kimin ülkenin geleceğinde doğru insan olduğunu görür. Her partinin içinde yanlış insan sızabilir bir kaç yanlış bizim bütün partiye küsmemize neden olmamalı, o yanlışlarında gitmesini istememizle partinin iyileşebilir gerçeğini de görebilmeliyiz.

Bu seçim ülkemizin bekası için çok önemli. İttifaklar benzemezlerin ittifakı. Biz bu ülkede saçları örtülü diye okulun bahçesine dahi alınmayan velileri, meslekten sırf saçları örtülü diye atılanları CHP iktidarı döneminde gördük. Tarihte 28 Şubat dönemi diye geçer. Google’ ye yazan görür. CHP iktidarının heykel dikmeyi ülkeye hizmet olarak gördüğünü gazetelerde manşet manşet alkış fotoğraflarıyla heykel resimlerinde Google’de videolara şahidiz. CHP geçmişinde , Kuran okumayı yasaklayan, ezanı Türkçeleştiren, camileri ahıra çeviren bir partidir. Kürtlerin en çok sıkıntı yaşadığı dönemler yine CHP iktidarı dönemidir. Muhafazakar Kürtler, Kılıçdaroğlu’na oy vermenin geçmişte yaşanılanları unutmak olduğunu bilir. İçte ve dışta düşmanları olan canım ülkemin, şehrimin aklı selim davranıp dini değerleri olmayan, geçmişinde Kürd’ü Türk’e kırdıran, Allah’ın yasakladığı lgbtye bile isteye evet diyen, Amerika’nın güdümünde geçmişinde söylemleriyle hiç güven vermeyen, ev sahiplerinin evlere zam yapmasını, yiyeceklerin derelere dökülüp fahiş fiyat artışı yaptırtıp ülkemde kaos oluşmasından zevk alan birilerine oy vermeyeceğini biliyorum.

Ülkemizin her anlamda güçlü olduğu, ülkem insanının huzurla yaşadığı sonucu olacak bir seçim diliyorum. Sevgiyle kalın hoşça kalın.

Devamını Oku

GIDA TERÖRÜ

3

BEĞENDİM

ABONE OL

Küresel farkındalıklarımız olmadığından, küresel güçlerce ülkemize yapılan gıda teröründen bihaber olmanın zararlarını yaşıyoruz. Bunu az okuyup araştırmamamız ve ezberci eğitim sistemimize borçluyuz. Gıdalarla hastalandırılıp, ilaç endüstrisine mecbur oluyoruz. Sigarada 500 kimyasal bulunduğu, diş macununda fare zehri, çamaşır suyu, kozmetiklerde kurşun… GDO’ lu ürünlerin çoğaldığı, tarım ilaçlarının kansere neden olduğu, enerji içeceklerinin, gazlı içeceklerin kalp, şeker hastalıklarına sebep olduğu, modern buğdaylarda kansere neden olan bromür, buğdayda %60 gluten oranı arttırılarak obezite, şeker ve bağırsak bozulmasına sebep olunduğu bilimsel tıp makalelerinde yer almaktadır. Mısır şurubuyla, çin tuzuyla yapılmış gıdaların ülkemizde çok fazla ürünlerde kullanılması insanların yedikçe doymama, obezite sebebi. Vücudumuza sürdüğümüz güneş yağlarının D vitamini almamıza engel olduğu, oysa D vitamininin kışın hastalanmamızı önlediği, bağışıklığımızı, kas-adale sistemimizi güçlendirdiği, cilt ve tiroit hastalığını iyileştirdiği Uluslararası D Vitamini komisyonunca açıklanmıştır. Korona sürecinde insanlarımızı ev hapsine koyanların, sadece güneşten alabileceğimiz D vitamininin hayati önemini hiç ciddiye almamışlardır. Türkiye’ de birçok ürünün İsrail patentli olması, sağlığımızı başka ülkelere teslim etmemiz izaha muhtaçtır. Oysa gıda güvenliği milli güvenlik meselesidir. Denetimsizlik ülkemizde hasta olmayı kolaylaştırmaktadır. İthal edilen GDO’lu hayvan yemlerinin içeriği de ayrı bir konu. Yediklerimizin yedikleri de bizim için çok önemli olmalıyken, yine ilgili bakanlıkların denetimsizlikleri sağlığımızla ne kadar kolay oynanıldığının göstergesi.  İklim sözleşmesiyle oynanan oyunda metan gazı çıkarıyor yalanıyla hayvanları katledip insanları suni etle kandırmaya çalışanlar, tahıl beyinli denen sorgulamayı düşünmeyi bırakmış insan nesli peşindedir. Bu amaçla ABD’ de tarım bakanını atayan küresel lobiler, insanlığı kontrol etmek için gıdalarını kontrol altına almalısınız söylemiyle dünya finans, ilaç ve tarım sektörlerini ellerinde bulunduruyorlar. Yediklerimizle hasta edilip, küresel ilaç firmalarına mahkûm ediliyoruz. Doğal beslenmenin önemini kavrayan bir bilince sahip olmak bu gıda terörünün saldırılarını bir nebze de olsa etkisiz kılacaktır.

Sağlıkla sevgiyle kalın.

Devamını Oku

Küresel tiyatroda yeni perde; “İklim Değişikliği”

1

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz ay imzalanıp TBMM’ nde onaylanan Paris İklim Anlaşması, geçmişteki (İstanbul Sözleşmesi gibi) örneklerden yola çıkılarak temkinli davranılması gereken, bilim adamlarının satır aralarındaki püf noktalarının geniş müzakerelerle incelenmesi gerektiğini ifade ettiği bir anlaşma. Ancak adeta oldubittiye getirilerek Cumhurbaşkanımızın kabul etmesinden çok kısa süre sonra hemen meclisten geçerek yasalaştı ve aceleyle T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı oluşturuldu. İstanbul Sözleşmesi gibi korkuyorum ki imzalayanların dahi “önceden dikkat etmemiştik” dediği bir anlaşma oldu. Aklıselim bilim insanlarımız (bilim kurulu değil, ama ona da bir Bill’ in Kurulu bulurlar yakında) Türk tarımının, hayvancılığının tekstilinin, sanayiinin, zarar göreceği bir anlaşma olduğu yönünde fikir beyan ediyorlar. Anlaşma ile termik santrallerin kapatılması, fosil yakıtlarının azaltılması ile karbon salınımının azaltılarak güya küresel ısınma safsatasının engellenmesi hedeflenmekte. Küresel ısınma safsatası dedim çünkü bilimsel veriler bu anlaşma için dayanak gösterilen verilerin aksini söylüyor.  Şöyle ki; Antarktika ve Kuzey Kutbu’ nda son otuz yılın sıcaklık ortalamasından daha düşük sıcaklık değerleri, Grönland’ de buzulların güçlenmesi, Kuzey Yarımküre’ de yüz yıllık soğuk rekorlarının kırılması, küresel ısınmaya dayanak teşkil edilmeye çalışılan kutuplarda buzların erimesine ve dünya çapında deniz seviyesinin yükselmesine yol açacağı iddiaları, tıpkı Covit19 meselesinde olduğu gibi küresel bir aldatmacanın eşiğinde olduğumuzu gösteriyor.

Hâlbuki dünyanın geçmişte de mini buzul çağı yaşadığı, ısındığı, bu şekilde dünyanın dengesinde var olan bir olayı, insanlara gerçekte olmayan küresel ısınma tehlikesi diye ana akım medya ve küresel sosyal mecralarca iklim paniği ve korku seli yayılmaya çalışılıyor. Korku ile toplumları küresel çapta nasıl dizayn ettiklerini gözümüz önünde yaşıyoruz.

Bu anlaşma ile gelişmekte ve geri kalmış olan ülkelerin ekonomisinin alt üst olacağı, birçok alanda karbon vergisi gibi vergilere maruz kalacakları öngörülmekte. Bilimsel çalışmaları arttırarak metan gazını azaltmak yerine, hayvancılığı yok etme noktasına varacak planların ucu görünüyor. Yapay ete büyük yatırımların yapıldığı, insanları sentetik gıdaya mecbur bırakmanın asıl hedef olduğu bu anlaşmaya imza koyduktan sonra kamu spotlarında, haberlerde, insanların bilinçaltına göndermelerde bulunularak olmayan bir küresel ısınma ve olası tehlikeleriyle amaçlarına zemin hazırlıyorlar.

Gelelim Covit-19 meselesine; insanlığı bezdiren bu meselede güya hastalık teşhisinde kullanılan PCR testinin güvenirliğine dair olumsuz tespitlere, tedavi protokolünden kaldırılmasına rağmen favipiravir adlı ilacın kullanımının hala uygulanması, çocuklarda bu hastalığın ölüm oranının milyonda bir olmasına rağmen çocuklarımıza bu sıvının vurulmasına ısrarla devam edilmesi, maskenin zararlarına dair dünyada yüzlerce davanın kazanılmasına rağmen, maske dayatmasına devam edilmesi benim gibi birçoğumuzda, dünya kamuoyundan bu olaylarla ilgili bilimsel açıklamalar, farklı görüşler olmasına rağmen cumhurbaşkanımızın tek kanaldan bilgilerle etrafının kuşatılarak, kamuoyunda tepki çeken uygulamalarla hükümetin altının oyulduğu yönünde endişelere yol açıyor.

Komplo teorisi deyip geçilen birçok şeyi ülke olarak yaşadığımız bu günlerde işinin ehli, dürüst, her meslekten insana ihtiyacımız var. Ülkemde de dünyada da hiçbir mazlum zarar görmesin niyetimiz. Abdullah Çiftçi, Ramazan Kurtoğlu, Prof. Dr. Serhat Fındık, Dr.Ümit Aktaş, Neva Çifçioğlu gibi   insanlık için araştıran insanlarımızı dinlemenin de bu konularda sağduyulu, ve tutarlı fikirlerin ortaya çıkmasında etkisine inanıyorum.

Devamını Oku

Diyarbakır Web Tasarım Ajansı

Diyarbakır Web Tasarım