DOLAR

40,6853$% 0.18

EURO

47,4373% -0.12

STERLİN

54,7005£% -0.05

GRAM ALTIN

4.441,37%0,17

ÇEYREK ALTIN

7.232,00%-0,08

BİTCOİN

4741364฿%0.34819

İmsak Vakti a 02:00
Diyarbakır AÇIK 39°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

On Gözlü Köprü’nün Arkasına Sığınan Eleştiriler; Hakkı Teslim Etmek Gerekmez mi?

Şu şehrin taşına toprağına biraz hatırası dokunan herkes iyi bilir ki On Gözlü Köprü, sadece tarihi bir yapı değil, Diyarbekir’ in kalbinin attığı yerlerden biridir.

Ne var ki bugünlerde o kalbin etrafında, bir demlik çayda fırtınalar koparılıyor.

İşin garibi, yıllar evvel adeta kaderine terk edilmiş, çamurdan ve çöpten geçilmeyen On Gözlü Köprü çevresinin nasıl olup da bugünkü hale geldiğini kimse konuşmuyor.

Düne kadar kimsenin uğramadığı, yanından geçerken hızla uzaklaştığı On Gözlü Köprü ve nehir boyu şimdi yerli-yabancı turistlerin fotoğraf çektirdiği, nefes aldığı bir cazibe merkezine dönüşmüşse, bunun mimarlarını da alkışlamak gerekir.

Bundan yaklaşık 15 yıl öncesine kadar kimsenin yüzüne bakmadığı, geçmeye bile cesaret edemediği, kuş uçmaz kervan geçmez denilecek haldeki o mezbelelik yer, Efendi Mehmetoğlu ‘ nun dişiyle tırnağıyla yaptığı çalışmalar ve verdiği emekle şehir için utanılacak bir alandan, övünülecek bir manzaraya dönüştürüldü.

Balık hafızasıyla hareket edenlere hatırlatmak gerekiyor ki;

Dün çamur ve çöpten geçilmeyen On Gözlü Köprü çevresi, bugün yerli-yabancı binlerce insanın ağırlandığı bir cazibe merkezi haline geldi,
Şehrimiz için “ayıp” yerine geçen o perişan görünüm, bugün Diyarbakır’a yakışan bir manzaraya dönüşmüş,
Bu dönüşüm “devletin imkânıyla” değil, “yürek imkânıyla” yola çıkan birkaç işletmecinin özverili emeğiyle sağlanmıştır.

Ama gel gör ki, bugünlerde “işgal”, “rant”, “çökme” diyerek fırtına koparan bazı çevreler vefasızlık derecesinde sanki o dönüşüm hiç yaşanmamış gibi konuşuyor. Basın ve sosyal medya üzerinden algı operasyonlarıyla güya “kamuoyu hassasiyeti” oluşturulmaya çalışılıyor.

Fakat bütün mesele “ihya etmek” için orada bulunan işletmecileri kaçırmaya dönük bir algı operasyonuna dönüşürse, işin adı “kamuoyu hassasiyeti” değil, fırsatçılık olur.

O kadar organize bir hale gelen bu algı operasyonlarına şimdi de “Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (International Council on Monuments and Sites-ICOMOS)” de dahil edildi.  Sormak gerekmez mi?1965’ te kurulan ICOMOS, 2010 yılına kadar On Gözlü Köprü’ yü duymadı da, şimdi ne oldu da bir demlik çay fiyatıyla uyandı? Çevredeki yapılaşmanın köprüyü tehdit ettiğine dikkat çekilen rapor hazırladı. Raporda, taraf devletin On Gözlü Köprü’nün bulunduğu yeri de kapsayan alanı korumakta başarılı olmadığı kaydedildi. (Bu yorum için biraz geç kalınmadı mı sizce de?)

Wax, Wax, Wax… Hele dezgeye bax!

Dicle Nehri, On Gözlü Köprü hepimizin… Kentimize gelen misafirlerimizi gururla ve en güzel şekilde ağırladığımız ve istifade ettiğimiz bu mekânlara verilen yılların emeğini, alın terini bir kalemde silip atmak hakkaniyete sığmaz.

Haksızlık ederek, bugünlere emek vererek getirmiş insanların, şehrimize kattıkları değerin itibarsızlaştırılmasına “eyvallah” denilmez.

Bugün dillere pelesenk edilen “işgalciler”, unutmayalım ki o alanı yıllar önce şehrin yüzüne bakılır hale getiren esnaflardır.

Semaver çayların fiyatları üzerinden koparılan yaygaranın arkasında “oraları boşaltalım, hepsini kaldırıp yıkalım” ya da “belediyeye ait halka açık, halkın ortak kullanım mekânları haline dönüştürün” diyenlerin (sanki şu an halka açık değilmiş gibi), On Gözlü Köprü çevresini emekleriyle bu güzel hale getirenlerin elinden almak düşüncesi varsa, burada başka bir hesap vardır.

Velhasıl, On Gözlü Köprü’nün arkasına sığınıp kelle isteyenlere küçük bir hatırlatma;

Dicle boyunda bugün ailemizle, misafirlerimizle saatlerce oturup çay içebiliyorsak, hatıra fotoğrafı çekebiliyorsak, şehrimiz için utanmıyorsak, bu işin içinde birilerinin alın teri ve emeği var.

“Yiğidi öldür ama hakkını teslim et” demişler. Eğer derdimiz gerçekten Dicle Nehri’ ne, Hevsel (Esfel) Bahçeleri’ ne, On Gözlü Köprü’ ye sahip çıkmaksa, yapılan güzelliklere, yılların emeğine vefasızlık etmeyerek, şehrine hizmet edenin hakkını teslim ederek başlayabiliriz.

Diyarbekir…  Amed…  “Bajarê Bîr û Evînê”. Bu şehir unutmaz; değerlerine sahip çıkanı da, sahipsiz bırakanı da…

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Barışa 48 Saat Kala Gelen Füze: İsrail’in Saldırısı Ne Anlama Geliyor?

Diyarbakır Web Tasarım