DOLAR

42,4446$% 0.06

EURO

49,2132% 0.14

STERLİN

56,1876£% 0.46

GRAM ALTIN

5.684,55%0,88

ÇEYREK ALTIN

9.430,00%0,41

BİTCOİN

3814485฿%3.04297

İmsak Vakti a 02:00
Diyarbakır AÇIK 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Adalet Kaya’dan Genel Kurul’da Sert Vergi Eleştirisi: “Fatura Yine Emekliye, Yoksula Kesiliyor”

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada hükümetin hazırladığı yeni vergi paketini sert sözlerle eleştirdi. “Vergide yenilik” iddiasıyla sunulan düzenlemenin büyük bir hayal kırıklığı olduğunu belirten Kaya, teklifin vergi adaletini değil eşitsizliği derinleştireceğini söyledi.

Adalet Kaya’ nın konuşması şöyle;

“300 milyar liralık kaynağın nereye gittiği belirsiz”

“Şimdi, vergi sistemindeki adaletsizlik ülkemizde Sayın Maliye Bakanı başta olmak üzere herkesin malumu. Tabii, en çok kim hissediyor diye bakarsak kadınlar, emekçiler, emekliler, yoksullar en çok hissediyor ama hepimiz vergide bir adaletsizlik içerisinde yaşadığımızı biliyoruz ve muhalefeti, iktidarı herkes vergi sisteminde reform gerektiğini ifade ediyor. Gelin görün ki “vergide yenilik” diye büyük bir beklenti yaratılarak önümüze getirilen bu teklif tam bir hayal kırıklığı. Bu teklif, vergi adaletinden uzak, faturayı bir kez daha emekliye, dar gelirliye ve yoksula çıkarmış olarak hazırlanmış; bu bakış açısıyla ve bu anlayışla hazırlanmış. Şimdi, düzenlemeyle iktidarın yaklaşık 300 milyar liralık yani 7-8 milyar dolarlık bir kaynak elde etmeyi amaçladığını görüyoruz. Bu kaynağın nereye harcanacağı ne yasa gerekçesinde ne de komisyon görüşmelerinde izah edilmedi. Yani evet, vergi topluyoruz ama nereye harcayacağımızı izah etmiyoruz, yok bunun karşılığı. Adil bir vergi politikasından bahsedebilmek için rant vergisi, kripto vergisi, servet vergisi gibi vergilerin getirilmesi gerekiyor. Bakın, bugün sermayenin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 20’lere bile ulaşmıyor. Dolayısıyla kaynak yanlış yerde aranıyor. İkinci el araç satışlarından, ruhsatla çalışan meslek gruplarından ve dar gelirlinin kira gelirinden âdeta sinekten yağ çıkarma yöntemiyle kaynak yaratmaya çalışmanın teklifidir bu. Sermayeden alınacak vergilerden vazgeçip emeğiyle geçinmeye çalışan yurttaşlardan ne kadar daha vergi alabilirim onun hesabını yapıyorsunuz.”

“Dolaylı vergilerde OECD ortalamasının çok üzerindeyiz”

“Teklifin genel gerekçesine baktığımızda vergi adaletini güçlendirmeyi hedeflediğini iddia etmiş. Değerli arkadaşlar, bu düzenlemeyle vergi adaleti güçlenmez, aksine eşitsizlik derinleşir. 2026 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi’nde hedeflenen gelirlere toplu baktığımızda dolaylı vergilerin payı yüzde 61,69 öngörülmüş. Vergi Konseyi verilerine göre 2023 yılında da dolaylı vergiler vergi sisteminin yüzde 64’ünü oluşturuyor. Bu oran harcama ve işlemler üzerinden alındığı için gelir düzeyinden bağımsız olarak düşük ve orta gelirli kesimlerin ekonomik yükünü ağırlaştırmaktadır. OECD araştırmaları Türkiye’nin mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerde yüzde 43,9’la OECD ortalamasının çok üzerinde olduğunu gösteriyor. Zengin ile yoksulun aynı oranda KDV ve ÖTV ödediği bir sistemde adaletten bahsetmek mümkün değil. ÖTV başlangıçta lüks tüketimi vergilendirme amacıyla konulmuşken bugün akaryakıttan temel ihtiyaçlara kadar tüm kalemlerde genişletilmiş durumda.

“Kurumlar vergisi düşüyor, yük halkın sırtında”

Öte yandan, toplam gelir vergisinin yaklaşık yüzde 90’ı işçi ve memurlar tarafından stopaj yöntemiyle ödenmekte. 2024 yılının Eylül ayına göre 2025 yılının Eylül ayında çoğunlukla emekçilerinin ödediği gelir vergisi gelirleri yüzde 81,2 artmışken şirketlerin ödediği kurumlar vergisi gelirleri ise yüzde 90,5 oranında düşüş göstermiş. Ücretli çalışanların emeklerini haksız bir şekilde eriten gelir vergisi tarife dilimlerinin güncellenmesi yönündeki önergelerimiz her zamanki gibi reddedildi. Vergi Konseyi bile vergi tarifesinin en az 10 dilimden oluşması gerektiğini ve birinci dilimin asgari ücretin yıllık brüt tutarından aşağı olmamasını önermesine rağmen bu talebimiz ısrarla yok sayılıyor.”

Kira istisnasının kaldırılmasına tepki

“Bu teklif, dar gelirlilerin yaşamını zorlaştıran bir dizi düzenlemeyi içeriyor. Birincisi, konut kira istisnasının kaldırılması. Şimdi, 2026 yılından itibaren geçerli olmak üzere emekliler hariç tüm konut kira geliri elde edenler için 47 bin liralık bir istisna kullandırılmaktaydı, bu kaldırılıyor. Aylık 15 bin lira kira geliri elde eden -yani 2026 yılı için 58 bin olacak- bir kişi yaklaşık bir buçuk aylık kirasını fazladan vergi olarak ödeyecek. Kiralık yalnızca bir evi olan ile emlak zengini olanı bir tutarak vergilendirmek adalet değildir.”

Harç artışları: “Yine halkın cebine göz dikildi”

“Harçlar ve dolaylı vergi yükü… Harçlar başlığında 2026 yılı hedefi yüzde 62,66 artırılarak 459 milyar liraya çıkarılmıştır. Özellikle ikinci el araçlara getirilecek noter harçları ve yurt dışı seyahat harçlarının yüzde 75 oranında artırılması gibi düzenlemelerle yine halkın cebinden kaynak sağlamaya çalışıyorsunuz. Kurumlar vergisi ve lüks konut vergisine baktığımız zaman, kurumlar vergisinde 2026 yılı artış beklentisi sadece yüzde 1,4 gibi bir oranla oldukça düşük tutulmuş. Öte yandan değerli konut vergisi hedefi 2026 yılında yüzde 12,28 oranında düşürülmüş yani iktidar büyük şirketlerden ve zengin konut sahiplerinden vergi toplamayı başaramamakta veya istememektedir ama faturayı yine çalışanlara çıkarmaktadır.”

Vakıf muafiyetleri: “3,5 trilyon lira şeffaf olmayan şekilde aktarılıyor”

“Vergi muafiyetlerine baktığımız zaman Türkiye’de -yani istisnalardan bahsediyorum- 341 vakfa vergi muafiyeti tanınmış. Bunların içerisinde TÜGVA var, KADEM var, T3 Vakfı var. Hatta geçtiğimiz günlerde Erenköy cemaatine bağlı Sami Efendi Vakfı da yine Cumhurbaşkanı kararıyla vergiden muaf tutuldu. Bu vakfın bir marketler zinciriyle bağlantısını zaten herkes biliyor. Vergi muafiyeti tanınan bu vakıflar sermayeye sağlanan vergi harcamalarının sadece küçük bir kısmı. 2026 bütçe teklifinde bu vergi harcamaları için yani muafiyet ve istisnalara ayrılan kaynak 3 trilyon 597 milyar lira olarak öngörülmüş, bu devasa kaynak şeffaflıktan uzak bir şekilde sermayeye aktarılıyor.”

SGK ve emekliler: “Suçlu emekliler değil, iktidarın tercihleridir”

“Şimdi bir de SGK’ye değinmek istiyorum. Aktüeryal denge meselesi yani devamlılık ve sürekliliğin sağlanması için yapılmak istenen düzenleme de bu dengenin korunması gerekçe olarak öne sürülmüş ve denilmiş ki: Emekli sayısının çokluğunu gerekçe göstererek “Emeklilik şartlarını ağırlaştırma yoluna gidiyor.” Yurttaşlar kuşa dönen emekli maaşıyla geçinemediği için emekliliğe hak kazandıktan sonra da çalışmak zorunda kalıyorlar. Son günlerde basında sıkça önünüze çıkmıştır, 2008’den sonra emekli olanların çalışmaları durumunda emekli maaşlarının kesileceğine dair bir haber var yani böyle yasakçı uygulamalar yerine emekliler için yeterli ödenek ayrılarak maaşları düzeltilebilir, bu uygulamalara gerek kalmaz. SGK’nin mali zorluklarının ardındaki gerçeklere baktığımız zaman esasında aktüeryal dengeyi sağlayacak başka argümanlar var. Bir kere prim gelirleri düşük, bunun sebebi de istihdam oranı düşük. Yani istihdam oranı Avrupa’da yüzde 70 civarında, bizde yüzde 50, dolayısıyla düşük ücretlerde çalışan oran çok yüksek olduğu için prim ücretleri düşük, bu nedenle SGK dengeyi sağlayamıyor. Yani SGK Müdürünün dediği gibi ortalama yaşam ömrünün uzamasıyla ilgili bir şey değil bu. Bir diğer gerçek, iktidar 2026 bütçesinde yine faiz lobisine 2 trilyon 742 milyar lira kaynak ayırmış, 16 milyon emekliye ayrılan SGK transferleri  yalnızca yüzde 2,6 artmış. Yani tercih açık, faiz, sermaye ihya edilirken emekli yoksulluğa mahkûm edilmiştir. Bugün yaklaşık 4 milyon emekli açlık sınırının çok altında yaşamını sürdürmeye çalışıyor ve mücadele ediyor.

“Gerçek vergi reformu servetten alınan vergilerle mümkündür”

DEM PARTİ olarak bu adaletsiz vergi politikasına temelden itiraz ediyoruz. Bu paket, vergi adaletini sağlamayı değil, vergi yükünü emeğiyle geçinen milyonlarca yurttaşın sırtına yüklemeyi amaçlamaktadır. Vergi harcayandan değil, kazanandan alınmalıdır. Biz, emekçiler, dar gelirliler ve yoksullar lehine kapsamlı ve radikal bir vergi reformu talep ediyoruz. Bu reform, ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerin kaldırılmasını veya hep sembolik bir orana indirilmesini ve bunların yerine servet vergisi ve kurumlar vergisi oranının yükseltilmesini içermelidir. Ücretli çalışanlardan alınan yüksek vergi oranlarının düşürülmesi gerekmektedir. Servet artışlarının kaynağının araştırılması gerekmektedir ve rant gelirlerinin vergilendirilmesi zorunlu kılınmalıdır. Sınıfsal eşitlikten yana bir ekonomik düzenin ilk adımı vergi yükünün hakkaniyetli bir şekilde paylaşılmasından geçmektedir. Bu torba yasa bu amaca hizmet etmekten uzaktır.

Tekrar ifade ediyoruz: Suçlu emekliler değil, sosyal güvenlik sistemine günah keçisi olarak görülen bir bakış açısıyla yaklaşan iktidarın tercihleridir. Bu düşüncelerle, söz konusu kanun teklifini halkın çıkarına ve kamu yararına aykırı bulduğumuzu ve bu teklifin reddedilmesi gerektiğini ifade ediyorum.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dicle TOKİ Sakinleri Bin Bir Sıkıntıyla Boğuşuyor

Diyarbakır Web Tasarım Ajansı

Diyarbakır Web Tasarım