30,1045$% -0.01
32,7584€% -0.03
38,0444£% 0
1.962,95%-1,24
3.323,00%-0,32
1302035฿%1.00412
Kayropraksi, hidroterapi, refleksoloji; manipülatif ve beden temelli tedaviler olarak bilinen alternatif tıp uygulamaları. Geleneksel Çin tıbbının bünyesinde ortaya çıkan alternatif tıp uygulamalarından biri de çigong. Birtakım fiziksel duruş ve beden hareketleri, özellikle nefes uygulamaları ile beden dengesini düzenleyen çigong, insan vücudunda işler halde olan doğal sistemlerin kendi olağan işleyişlerine kavuşturulması ve bu şekilde sağlık sorunlarının giderilmesini hedefliyor.
İnsan, kendisini yeryüzünde bulduğu ilk günden beri yaşamı uzatmanın ve mümkünse sonsuz kılmanın peşinde olmuş, bunun için birçok yöntem denemiştir. Günümüzde aynı amaçla özellikle de teknolojinin nimetlerinden faydalanarak gayretlerini sürdürmektedir. Biyoteknolojinin eriştiği yeni aşamada söz konusu hedefe ilişkin yeni söylem ve beklentiler ortaya çıkmış olmakla birlikte, ölümsüzlük halen ulaşılması pek mümkünmüş gibi görünmeyen bir hayal olarak ortada durmaktadır. Fakat tarihin ilk dönemlerinden itibaren ortaya konan girişimler ve kazanılan deneyimler, belki büyük bir tutku ile arzu edilen ölümsüzlük hedefine ulaşılamasa da, insan sağlığı açısından son derece önemli bir birikimin meydana gelmesini sağlamıştır. Bir başka ifadeyle, insan peşinde koştuğu ölümsüzlüğü elde edememiş, fakat bu süreçte ulaştığı verileri kullanarak kendisini daha sağlıklı hale getirmenin yollarını bulmuştur. Söz konusu birikim, “tıp” adını verdiğimiz kültürün esasını teşkil etmektedir. Bugün modern tıpla birlikte geleneksel tıbbî kültürün aşılmış olduğu gibi bir izlenimin mevcut olduğu söylenebilecekse de, işin doğrusu modern tıbbın da temel anlamda geleneksel tıp kültürünün ulaştığı bir evre olduğudur. Modern tıbbın bu manada geleneksel tıp kültürünün ürettiği veriler üzerinde yükseldiği, dolayısıyla her hâlükârda onun bir parçası ve devamı olduğu unutulmamalıdır. Nitekim son yıllarda gerek bilim çevreleri gerekse hekimler tarafından geleneksel tıbbî pratiklere dönük anlama çabalarının artmış olması bu durum ile ilgilidir. Kuşkusuz bilimci yaklaşımların etkisiyle aşağı yukarı son iki yüz yıldan beri hor görülen geleneksel tıp anlayışlarının bu şekilde gündemimize girmiş olması önemlidir. İnsanlık mirasının her anlamda incelenerek ele alınması ve tıp özelinde ayıklanarak sağlığımız açısından faydalı olan verilerin bilgi dağarcığımıza dâhil edilmesi göz ardı edilmemesi gereken bir gayrettir. Öte yandan modern tıbbın birçok ürkütücü hastalık karşısında çaresiz kalması ile de ilişkili olarak önümüzdeki dönemlerde bu yönelimin daha fazla artacağını söylemek kehanet olmayacaktır.
Geleneksel tıp
Arapça köklü “tıbb” kelimesinden türemiş olan “tıp” kavramı, mevcut olanı korumanın yanında eksik olanı gidermeye karşılık gelir. Bunun anlamı, öncelikli olarak sağlığı korumanın, ardından “bozulmuş olanı” düzeltmenin, yani hastalığı iyileştirmenin temel yönelim olmasıdır. Söz konusu iki temel yönelim, insanın sağlıklı olma yollarının araştırılması olarak özetlenmesi mümkün olan tıbbî birikimin kaynağını meydana getirir. Öte yandan bizim kültürümüzde tıp olgusunun yalnızca fiziksel ve maddî rahatsızlıkları değil, aynı zamanda psikolojik ya da manevî rahatsızlıkları da ihtiva eden daha geniş bir kullanım alanına sahip olduğunu belirtelim.
Modern bilimsel metotlarla ve kanıta dayalı olarak gelişen tıp yöntemlerine tekabül eden ve kendisini merkeze alarak diğer tıbbî yöntemleri dışlama eğilimi içerisinde olan modern tıbbî kavrayışın iyi niyetli olmakla birlikte birçok “merdiven altı” tıp girişimine de kaynaklık ettiğini söylemek abartı olmaz. Öte yandan “modern tıp” ve “diğerleri” şeklindeki keskin ayrımın doğru olmamasına rağmen yaygınlık kazanması çok açık bir şekilde kavram karmaşasına neden olmuş ve uygulayıcıları tarafından birçok farklı şekilde tanımlanan birçok yöntemin “alternatif” olma iddiası ile ortaya çıkışını tetiklemiştir. Dolayısıyla tıp kavrayışı adeta parçalanmış ve birçoğunu bilimsel ya da sağlıklı olarak nitelendiremeyeceğimiz muhtelif tıp girişimleri teşekkül etmiştir. Sözünü ettiğimiz kavram karmaşasının meydana getireceği sakıncalardan uzak kalabilmek veya tıp kavrayışındaki parçalanmayı doğru teşhis edebilmek için kendilerini “doğru tıp” biçiminde tarif ederek insanları etkilemeyi hedefleyen kavrayışları kısaca tanıtmak yerinde olacaktır.
Modern tıp biliminin dışlayıcılığına alternatif olarak kendilerini gösteren ve son derece büyük iddialarla ortaya çıkan tıp anlayışlarının esas itibarıyla geleneksel tıp yaklaşımlarından beslendiği söylenebilir. Eski dönemlerin tıp insanlarının kendi dönemlerinde geliştirdikleri bazı yöntemler, örneğin çeşitli bitkiler, macunlar ve sularla ortaya koydukları tedavi usullerini işaret eden ve sanılanın aksine halen toplum içinde canlı bir şekilde yaşamaya devam eden geleneksel tıp yaklaşımlarının “mutasyon geçirmesi” olarak da değerlendirilebilecek olan tıp anlayışlarının bunlar cümlesinden olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Özellikle de yaşanan sosyolojik, politik ve kültürel dönüşümlerle birlikte küresel bir çalkantının ortaya çıkarak insanlığın algılarını değiştirdiği, “hasta hakları” ve “tıp etiği” gibi kavramların konuşulduğu, sağlık sistemlerinin sorgulanır hale geldiği ve hippi kültürü tarafından da tetiklenen Uzakdoğu mistisizmi, yoga ve meditasyon türü uygulamaların bir çeşit küresel salgın haline geldiği 1960’lı yıllarda modern bilimsel tıbba karşı saldırgan bir başkaldırı hüviyeti ile öne çıkan alternatif tıbbın şemsiyesi altında birçok yöntemi incelemek mümkündür. Söz konusu yöntemlerin büsbütün göz ardı edilmesi gereken, olumsuz ve yararsız yönelimlerden meydana gelmediğini, her birinin belli açılardan birtakım vaatlerde bulunduğunu ve buna bağlı olarak insan sağlığı üzerinde çeşitli olumlu-olumsuz etkiler ortaya koyduklarını vurgulayalım.
Akademik çevre mesafeli
Burada belirtilmesi gereken en önemli bir nokta, “Alternatif Tıp” ifadesinin özellikle de akademik çevrelerde hiç de hoş karşılanmayan ve iyi denebilecek çağrışımları bulunmayan bir ifade olmasıdır. Dolayısıyla akademi çevreleri “Alternatif Tıp” kavramını kullanmaktan bilinçli bir şekilde kaçınmış ve bunun yerine “Ortodoks olmayan” ya da “konvansiyonel olmayan” tıp türünden kavramları tercih etmiştir. Öte yandan mevcut olguyu tarif etmek için farklı kavramlar da dolaşıma sokulmuştur. Söz konusu kavramlar arasında 1990’lı yıllardan itibaren kullanıldığı görülen Tamamlayıcı Tıp (TAT) ve Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp ile güvenilir oldukları ortaya konan uygulamaların tıbbî sisteme katılımını ifade eden Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp tarifi ile Entegratif Tıp gibileri zikredilebilir. Özellikle doktor ve hasta ilişkisine odaklanarak hastayı hem bedensel hem de zihinsel açıdan bir bütün olarak değerlendiren Entegratif Tıp, Amerika’da bulunan tıp fakültelerinin aşağı yukarı üçte birinde temsil edilen bir disipline dönüşmüştür. Bu durumun, meseleye ilişkin bakış açısının nasıl farklılaştığını gösteren dikkat çekici bir yansıma olduğunu söylemek hata olmayacaktır.
“Holistik Tıp” ya da “Hümanistik Tıp” gibi anlamlandırma girişimlerinin de görüldüğü bu tamamlayıcı tıp uygulamaları konusunda kafa karışıklığının devam etmekte olduğunu ifade etmek gerekir. Bitkisel tedavi yönelimlerinden akupunktur, dua ve dansa dek uzanan geniş bir yelpazeye yayılan birçok uygulamanın dâhil edilebileceği bu alan, 1990’lı yıllardan beri sözünü ettiğimiz geleneksel ve tamamlayıcı tıp çalışmalarına öncülük eden Amerika’daki Ulusal ve Tamamlayıcı Alternatif Tıp Merkezi (TATUM) tarafından beş başlık altında incelenmektedir. Bunları zihin ve beden arasındaki etkileşime odaklanmak şeklinde özetleyebileceğimiz “Zihin-Beden Tıbbı”, bitkisel ve hayvansal uygulamaları hareket zemini olarak kabul eden “Biyolojik Esasa Dayalı Uygulamalar”, elle yapılan masaj türü uygulamalara işaret eden “El Becerisine ve Bedenle Çalışmaya Dayanan Uygulamalar,” canlı varlıkların ihtiva ettiğine inanılan enerjilerin kontrolüne odaklanan ve çeşitli uygulamaları bulunan “Enerji Tıbbı” ile kendi içerisinde tutarlı tıp sistemlerini (örneğin geleneksel nitelikli Çin Tıbbı, Kızılderili Tıbbı) öne çıkaran “Medikal Sistemler” şeklinde listeleyebiliriz. Sonraları bu sonuncusunun diğerlerini kuşatan çerçeve bir yönelim olduğu görülerek liste dört başlıkta sabitlenmiştir.
Modern tıbbın yetersiz kaldığı alanlar
Modern bilimsel tıbbın kronik hastalıklar karşısında yetersiz kalması, kullanılan ilaçlar sonucu karşı karşıya kalınan yan etkiler, ameliyatlar sonucu ortaya çıkan komplikasyonlar ve aslında doğal kabul edilmesi gereken tıbbî hatalar, tıp biliminin aşırı uzmanlaşma süreçlerine bağlı olarak insanı bir bütün olarak kavramaktan uzaklaşması, doktorların hastalar karşısındaki buyurgan ve üstenci tutumu, ruh ve beden anlamında bir bütün olarak insan sağlığında ağırlıklı olarak tedavinin öne çıkması ve sağlık hizmetlerinin pahalı olması gibi birçok etken tarafından tetiklenen alternatif tıp uygulamaları bağlamında ele alınabilecek yöntemlerden ilki reiki olarak bilinenidir. Japoncada “evrensel yaşam enerjisi” anlamına gelen reiki uygulaması, “terapötik dokunma” olarak da tanımlanmaktadır. Herhangi bir dinî inanca dayanmayan ve insan sağlığına bir zararı da olmadığı düşünülen reikinin herhangi bir hastalığın tedavisinde etkili olabileceği tespit edilememiştir ve ona ilişkin genel kanı reikinin plasebo etkisi ile öne çıktığı yönündedir. Bir başka alternatif tıp uygulaması yoga ve meditasyondur. Hindistan kaynaklı olan söz konusu uygulamanın zihinsel ve bedensel müdahale yoluyla tedavi edici etkiler ürettiği iddia edilmekle birlikte dinî ve felsefi bir metodolojiye dayandığı unutulmamalıdır. İnsan sağlığına herhangi bir zararı olmadığı yönündeki kanı ağırlıklı olarak öne çıksa da, psikolojik bakımdan zihnin kontrol edilmesi ya da bedenin boyunduruk altına alınması gibi çabaların bireylerin kendi özel koşulları düşünüldüğünde ne türden sonuçlar üretebileceğinin kestirilemeyeceği de açıktır.
Alternatif tıbbın çatısı altında ele alınan farklı uygulamalar da mevcuttur. Manipülatif ve beden temelli tedaviler olarak bilinen kayropraksi, hidroterapi ve refleksoloji uygulamaları bunlar arasındadır. Kayropraksi vücut fonksiyonlarının dengelenmesi amacıyla elle eklemlerin düzeltilmesi anlamına gelirken, hidroterapi su temelli tedavilere verilen isimdir. Çeşitli ağrıları gidermek, kan dolaşımını hızlandırmak ve çeşitli semptomları gidermek amacıyla kullanıldığını bildiğimiz su tedavisinin yanı sıra, sinir noktalarının belirli tekniklerle uyarılmasını ihtiva eden refleksoloji de dikkat çekicidir. Özellikle panik atak ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar için olumlu sonuçlar ürettiği ileri sürülen refleksoloji, otistik ve spastik olarak tarif edilmekte olan bireyler üzerinde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.
Diğer bir alternatif tıp uygulaması akupunkturdur. Geleneksel bir Çin tıbbı uygulaması olan akupunktur, vücutta bulunduğu düşünülen pozitif ve negatif kutuplar arasında olan enerji akışında gerçekleşen kesintinin hastalıklara neden olduğu anlayışına dayanır. Söz konusu enerji akışı kesintisini gideren akupunkturun özellikle bulantı, kusma, bazı ağrılar, sigara bağımlılığı ve depresyon gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir. Oldukça ilginç ve merak uyandırıcı olduğunu belirtebileceğimiz bir başka alternatif tıp uygulaması homeopati adıyla bilinen yöntemdir. İlk olarak 1790’lı yılların ortalarında Samuel Hahnemann tarafından uygulanan homeopati, insan bedeninde herhangi bir hastalığın belirtilerini ortaya çıkaran çeşitli maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesi şeklindeki uygulamadır. İlaçların birçok kez ve etken maddelerini yitirecek seviyeye dek seyreltilmesi ile oluşturulan homeopatik ilaçlardan herhangi bir farmakolojik etki beklenmemekte ve bu şekilde bir çeşit plasebo etkisi üretilmesi amaçlanmaktadır. Etken bir madde ihtiva etmemeleri nedeniyle zararsız oldukları kabul edilen bu ilaçların herhangi bir hastalığa şifa olabildikleri bilimsel olarak kanıtlanmış değildir.
Beden dengesi ve çigong
Geleneksel Çin tıbbının bünyesinde ortaya çıkan alternatif tıp uygulamalarından biri de çigongdur. Birtakım fiziksel duruş ve beden hareketleri, özellikle nefes uygulamaları ile beden dengesini düzenleyen çigong, insan vücudunda işler halde olan doğal sistemlerin kendi olağan işleyişlerine kavuşturulması ve bu şekilde sağlık sorunlarının giderilmesi hedefine yönelmiştir. İnsan bedenine ilişkin temel bir sağlıklı olma durumu varsayımından hareket eden bu yöntemin, vücudun sağlıklı haline geri dönüşü amaçlayan bir rehabilitasyon teşebbüsü olduğu görülmekte, bu yönüyle vücutta meydana gelmiş olan sağlık kaybının telafi edilmesini amaçlayarak bir çeşit sağlıklı olma durumunu yeniden inşa etmeyi sağlama hedefini benimsediği anlaşılmaktadır.
Nitekim bu çaba sonucunda birçok çalışma yapılmış ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), geleneksel tıbbı tarif etmek için makul bir tanımlama geliştirme yoluna gitmiştir. Buna göre “Geleneksel tıp sağlığı idame ettirmek, fiziksel ve mental hastalıkları önlemek, bunlara tanı koymak, iyileştirmek ve tedavi etmek için çeşitli kültürlerin kendi özgün teori, inanç ve tecrübelerine dayanan bilgi, beceri ve uygulamaların bütünüdür.”
aysunbay@hotmail.com
Başkan Mahmut Uçar Bayramı Hatay’da Depremzedelerle Kutladı
Diyarbakır Web Tasarım Ajansı